Sanatın gücü adına!
1974 yılında,Sırp asıllı Marina Abramoviç Ritm 0 adını verdiği bir performans gösterisi sergiledi. Bir masanın üzerine yerleştirdiği 72 farklı objenin, seyirciler tarafından kullanılarak, sanatçıya istediklerini yapması idi amaç. Insanlar ilk başta ona çiçekler uzatıp, yanağını okşarken, bir süre sonra makaslarle elbisesinin parçalamaya, jiletle vücudunu kesmeye, sarsmaya başladılar. En son, seyircilerden biri masadaki silahı alıp sanatçıya doğrultunca, galerinin sahibi, gösteriyi bitirdiğini açıkladı. Sadece 6 saat sürebilmişti gösteri. Sanatçı, kan revan içinde ayağa kalkıp yürümeye başladığında ise insanlar kendi yarattıkları şiddetten öylesine ürktüler ki, kaçmaya başladılar.
Insanın tek başına olduğunda cesaret edemeyeceği davranışları, toplum bilinciyle birleştirdiğinde oldukça sıradan bir şey yapıyormuş gibi sergilemesi bana hep çok ilginç gelmiştir. Mesela; iki arkadaş birlikte lokantaya gider, yer,içer,sohbet eder ve ayrılırlar. Oysa, aynı iki kişi daha kalabalık bir arkadaş grubuyla aynı yere gittiğinde, gecenin ilerleyen saatlerine doğru kahkahalar daha yüksek perdeden atılır, şarkılar söylenir, sohbet mekandaki herkesin duyacağı kadar abartılı bir hal alır. Çünkü ne kadar kalabalık isek, o kadar hakîmizdir, güçlüyüzdür. Ve ortak akıl bazen o kadar korkunç bir hal alır ki, karınca bile ezmez diye düşündüklerimiz, toplu bir linç girişimi içerisinde, adam öldürebilirler.
Insan zihni dipsiz bir kuyu.. Vahşiliğimiz, mağara adamı atalarımızın soyunda mı geliyor bilmiyorum! Yüzyıllar içerisinde iyi baskılamış olmamıza rağmen, genetik kodlarımızda var bir kere. Hayatta kalma iç güdüsü gibi tıpkı, uygun ortam bulunduğunda, neandertal tarafımız ağır basıyor. Gerçi hala evrimin son halkasına ulaşamamış, ilkçağlarda bir yerlerde komple takılı kalmış insanlar da yok değil. Yine de, başa dönecek olursak, bireyin yalın sakinliği karşısında duran toplumsal cinnet hali şu aralar bize çok yakın duruyor gibi. Ürkütücü maalesef evet ama gerçek!
Yorumlar
Yorum Gönder